Küresel ısınmaya bağlı deniz suyunun ısınması nedeniyle deniz kaplumbağalarının yanı sıra Akdeniz’e endemik yengeç ve karides gibi türler de artık Marmara Denizi’nde görülebiliyor.
Akdeniz‘e özgü deniz kaplumbağaları, son yıllarda Marmara Denizi‘nde de görülmeye başladı. Uzmanlar, bu durumu deniz suyu sıcaklığının artmasına ve deniz kaplumbağalarının beslendiği canlıların Marmara Denizi‘nde çoğalmasına bağlıyor.
İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cem Dalyan, deniz kaplumbağalarının yanı sıra Akdeniz’e ait yengeç ve karides gibi türlerin artık Marmara’da da görülebildiğini söyledi:
“Deniz kaplumbağaları da her sene uğramaya başladı. Marmara, bu türlerin besin olarak tükettiği denizanaları açısından çok zengin. İklim değişikliğinin de etkisiyle her sene pek çok kaplumbağa kaydına rastlar olduk. İklim değişikliğinin dolaylı etkileri kümülatif bir etki yaratıyor ve bu sayede kaplumbağa gibi canlıların Marmara Denizi’ne girmesi kolaylaşıyor.”
Daha rahat besin buluyorlar
İklim değişikliğinin deniz kaplumbağaları üzerindeki etkilerine değinen Dalyan şunları kaydetti:
“Denizanalarının Marmara’da popülasyonunu yüksek kılan, beslendikleri plankton yapısı. İklim değişikliği nedeniyle Marmara Denizi’nde plankton ve bakterilerin sayısı daha fazla, geçen sene yaşadığımız müsilaj olayından da biliyoruz zaten. Bu yoğunluk nedeniyle denizanaları daha rahat beslenip daha rahat üreyebiliyorlar. Popülasyon yoğunluklarını artıran denizanaları da kaplumbağaları bu bölgeye çekiyor. Marmara, deniz suyunun ısınmasıyla birlikte kaplumbağaların alıştıkları sıcaklığa daha yakın bir su sıcaklığına sahip oluyor. Onların burada eskiye göre daha rahat etmelerini sağlıyor.”
Deniz suyu sıcaklıklarında 1,5-2 derecelik bir artıştan bahsedildiğini ancak ortalama artıştan çok yıl içindeki minimum ve maksimum değerlere bakılması gerektiğini vurgulayan Dalyan, “Çünkü bu değerler bir yapı ortaya koyuyor ve canlılar için bu yapı, ortalama sıcaklık derecesiyle anlatılamayacak kadar önemli” dedi.
Dalyan, Marmara Denizi’nin deniz kaplumbağaları için kalıcı bir yaşam alanı olup olmayacağı hakkında ise şu değerlendirmede bulundu:
“Deniz kaplumbağalarının yumurtlama alanları genelde insana kapalı alanlar. Marmara Denizi’ndeki nüfus yoğunluğu düşünüldüğünde özellikle yumurtladıkları ve yavrularını gördüğümüz mayıs-temmuz dönemini göz önüne aldığımızda kendilerine pek büyüyecek alan bulabileceklerini, Güney Marmara’daki rastlantısal yuvalar haricinde bir yuvalama olacağını sanmıyorum. Ancak bundan sonraki senelerde beslenme için sürekli giriş çıkışların olacağını düşünüyorum.”
Ege Denizi etrafında yuvalamaya başladılar
Deniz kaplumbağaları üzerine 22 yıldır araştırmalar yürüten Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Suşehri Timur Karabal Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bektaş Sönmez de deniz kaplumbağalarının 12 yıldır Marmara Denizi’ne geldiklerine dair ellerinde kayıtlar bulunduğuna dikkati çekerek şunları anlattı:
“Deniz kaplumbağalarının yazlama, kışlama habitatları ve beslenme alanlarıyla ilgili çok az bilgimiz var. Marmara’da görülmeleri yeni değil, önceden de Marmara Denizi’ne giriyorlardı, İstanbul Boğazı’na kadar gidiyorlardı. İklim değişikliğine bağlı olarak deniz yüzey sıcaklığının artması sonucu özellikle denizanası, yengeç, kabuklular gibi türlerin sayısı artıyor. Deniz kaplumbağaları da bunlarla beslendikleri için buraya geliyor.”
Küresel iklim değişikliğinin deniz kaplumbağalarının yaşam alanlarını değiştirmelerine etkisi hakkında yorum yapabilmek için en son 50 yıllık veriye ihtiyaç olduğunu dile getiren Sönmez şöyle devam etti:
“Marmara Denizi’nde böyle bir veri yok. Rastgele yuvalamaların kayıtları var, 2021’de Çanakkale‘de, Ege Denizi tarafında, yarımadanın kıyısında caretta caretta yuvası tespit edildi. Aynı zamanda Çanakkale’nin en güneyinde Balıkesir sınırında bir kumsalda caretta caretta yuvası tespit edildi. Son dönemlerde Aydın Kuşadası‘nda da yuva kayıtları var. Artış var ama koloni oluşturup oluşturmadıklarını bilmiyoruz, 50-100 yıl sonra göreceğiz. Ama ipucu veriyor, Kuşadası’nda hiç yuva olmuyordu, son 10 yılda yuva sayısı 30’lara çıktı. Çanakkale’de olmuyordu, 2021 yılında bir tane yuva çıktı. Marmara ve Kuzey Ege’nin, yuvalama habitatları olmadığını çok iyi biliyoruz.”
Kayıt tutmak eğilimi belirleyecek
Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) Türkiye Denizler ve Yaban Hayatı Program Müdürü Ayşe Oruç ise deniz kaplumbağalarının Marmara Denizi’nde geçmişte nadir de olsa görüldüğünü, ancak sayıların artmasıyla kayıt tutmanın önemine dikkat çekti:
“Çanakkale Boğazı’nda, Enez kıyılarında geçmiş yıllarda tek tük ölü kaplumbağa kayıtları vardı. Çok alışık olduğumuz bir olay değil ama ilk de değil. Bir birey bazen yolunu değiştirebiliyor, farklı bir sebeple Marmara’ya çıkmış oluyor. Marmara Denizi’nde bizim yaptığımız araştırmalara göre son 15-20 yıldaki kayıtlarda 20’ye yakın birey vardı. Daha önce de olabilir ama öncesinde bir kayıt yok. Kayıtlar çok önemli. Vatandaşlar bir kıyıda ölü veya canlı gördüğünde ilgili kurumlara bunu haber verirlerse kayıt altına alma şansımız artıyor ve bu şekilde biz doğru veriye ulaşıp daha iyi değerlendirmeler yapabiliyoruz.”
Bütün denizler gibi Marmara Denizi’nin de ısındığına dikkati çeken Oruç, “Marmara, deniz kaplumbağaları için yuvalama alanı olmayabilir ama yaşam ve beslenme alanı olabilir. Bunların beslendikleri türlerin de izlenmesi gerekiyor” dedi.
Kaynak: Yeşil Gazete